27 Ekim 2020 Salı

Dönüş yolu

 bir yorgun kuş çiz omzuma

uyusun
arada kanatlasın beni, kaldırsın
bazen ben ona gökyüzü
denizi buruşturup atalım kimi
çöl upuzun uzansın bazı
bir çiçeği ağlayayım uzun ve dağınık 
o an için bir tek çok yol geleyim

içimden kazınan o körpe karanlık
ve dili mahrem bir yalnızlık yeri
o kuşun sırtına yüklenip kendimi
geçivereyim şu kalabalık kafes üzerinden
dudağında gül kanayan kadınları görüp
sileyim bulut pamuklarıyla
seni hemencecik bileyim
mart buzundan yükselen uçurum
ve ağustos gölgelerini tırmanan güneş yakınımda
bu bir armağan

ağlamak gül bebeklere
ölü babalarının başında taşın ağırlığınca duran

bir yorgun kuş çiz omzuma
gözleri bir çiçek sessizliği
rüzgar yalayan atlar ve kımıldanan yeşil çimenlerin diyarından
alıp getirsin senden beni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaç gökyüzü kaldı ardımızda

 yakıyorum kelimeleri bir bir ormanlar ısınmıyor içimde nasıl bir şey senin yoksulluğun beklemelerin nasıl, ya gitmelerin kiraz  çiçek lerin...