12 Temmuz 2020 Pazar

Yağıyorum


aklım bir koyu orman

orada her şey seni düşünmeye kesilir

ipek bir yağmur kırışır yüzünde şehrin

kapının biri ağzını açıp bekler

ayaklarım suya değer

böyle kaç telaşın ipini çektim ağır ağır

topladım ne çok, dağıtmadan kendi yükümden

bi yerden seslendiler, duymadım

bi yerde unuttular, aramadım

dinlemediler

kaldırıp parmağımı kendimden söz aldım

dağılmıyor

aramızdaki bu çok konuşan kalabalık

kimin atlası bu sırtımda

kimin kuyusu, bağırdığım karanlığına

 

hangi kente gitsem

yorgun bir savaş sesi iniyor geceleri

yavrusuz analar kıvrılıyor uykuma

avuçlarımı sıkıyor ölü bir çocuğun bilyesi

en çok böyle zamanlarda utanıyorum birini özlemekten

ve söylemek,

ve koca bir çığlık olmak geçiyor içimden

sallayıp, dağıtmak evlerinizi

 

dünya bir kasıtlı cinayet

beni neyin kavgasında düşürdün anne

hala acıyor kalbim, elimi uzattığım bulutlar darmadağın

yağıyorum saydam, ince bir geceye

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaç gökyüzü kaldı ardımızda

 yakıyorum kelimeleri bir bir ormanlar ısınmıyor içimde nasıl bir şey senin yoksulluğun beklemelerin nasıl, ya gitmelerin kiraz  çiçek lerin...