aklım bir koyu orman
orada her şey seni düşünmeye kesilir
ipek bir yağmur kırışır yüzünde şehrin
kapının biri ağzını açıp bekler
ayaklarım suya değer
böyle kaç telaşın ipini çektim ağır ağır
topladım ne çok, dağıtmadan kendi yükümden
bi yerden seslendiler, duymadım
bi yerde unuttular, aramadım
dinlemediler
kaldırıp parmağımı kendimden söz aldım
dağılmıyor
aramızdaki bu çok konuşan kalabalık
kimin atlası bu sırtımda
kimin kuyusu, bağırdığım karanlığına
hangi kente gitsem
yorgun bir savaş sesi iniyor geceleri
yavrusuz analar kıvrılıyor uykuma
avuçlarımı sıkıyor ölü bir çocuğun bilyesi
en çok böyle zamanlarda utanıyorum birini
özlemekten
ve söylemek,
ve koca bir çığlık olmak geçiyor içimden
sallayıp, dağıtmak evlerinizi
dünya bir kasıtlı cinayet
beni neyin kavgasında düşürdün anne
hala acıyor kalbim, elimi uzattığım bulutlar
darmadağın
yağıyorum saydam, ince bir geceye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder