19 Temmuz 2020 Pazar

Yağmurun Belleği

kendine çevir kelimelerin okunu

önce kendini yarala, kendini vur

kendi zamanını taşı

kendi kuyunda soluklan

bembeyaz üşür ,tırmanmaya başlarlarsa

içindeki sur

yakutunu ver can pahasına

üzümünü ezdir kalbinden evvel

önce kirpiğini kanat ağlamak için

yaklaştıkça çarpışan kentin evleri

nefesimizdeki bu beton

ısıtmıyor ötekini

şehrin ağrısında payın var

çiçeğin boyun büküşünde

avuçlarımızda daralan koridor

böyle yaşanmıyor

su ilmeğini geçirmiş boynumuza

her şey git gide çöle dönerken

uykunun yapayalnız gürültüsü uyutmuyor

taşların dilinden öğrendim sessizliği

kapıları kendime çevirdim

üşüdükçe değişmedim hiç birşeye

sıcağın emniyetini

o görüyor, duyuyor, izliyor

caddeler boyu

hiçbir şey silemiyor

yağmurun belleğini

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaç gökyüzü kaldı ardımızda

 yakıyorum kelimeleri bir bir ormanlar ısınmıyor içimde nasıl bir şey senin yoksulluğun beklemelerin nasıl, ya gitmelerin kiraz  çiçek lerin...