bu ışığın bitmeyen körlüğü
al sür gözlerine
bütün diz çökmeler önce kendine
sana saksı aldım, çiçeğin ellerindi
uzadık, kısaldık, eskidik çok
hayat; üstünde dövündüğüm o büyük kavga
ellerimi ovduğum billur su
annem; iç geçirmelerim
bir yere gittim ben
bin yerden döndüm
hatırladım sandım
bildim unuttum
gömdüğüm gördüğümden cok
sesim diken tarlası bazen
yırtılsa da boğazım, sustum
Çiğdem Güner
20 Haziran 2020 Cumartesi
Işık
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kaç gökyüzü kaldı ardımızda
yakıyorum kelimeleri bir bir ormanlar ısınmıyor içimde nasıl bir şey senin yoksulluğun beklemelerin nasıl, ya gitmelerin kiraz çiçek lerin...
-
gökkalemi ile çizildi zaman bir mavi kucakta, bir düşevinde kaç kuşa özgürlük taktılar, unuttu uçmayı aramıza çok şehirler g...
-
acının kolları ne uzun sesinin yorgunluğu düşmüş eğilip denizlerimce ben sana köprü, ben sana kıyı, açlığına bi lokma olsam ya ...
-
öyle ki seninle arama sessizlik bile girmesin kes zamanın kanatlarını, düşür avuçlarıma talan sözün tarlası bir silah sesi şakağımız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder