acının kolları ne uzun
sesinin yorgunluğu düşmüş
eğilip denizlerimce
ben sana köprü,
ben sana kıyı,
açlığına bi lokma olsam ya çocuk
gökdelen yalnızlığımıza ulaşmıyor sesin
unutmak için hızlandırıyoruz zamanı
acının kokusu barut,
bedenin bir bağ çiçek
dağılıyor avuçlarımıza
düşlerinin yükseklik korkusu var
acılarımı üst üste koysam da
boyunu bile geçmez a çocuk
utanç durup durup başıma vuran duvar
yine de büyüyorsun,
bir nergis yırtılır
bir nehir hırpalanır
bir dağ ufalanır gibi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder